EŞ SESLİ KELİMELER TABLOSU |
|||
Sözcük |
Anlamı |
Eş Seslisi |
Anlamı |
aç | tok olmayan | aç- | aralamak, açmak |
ak | beyaz | ak- | (sıvıların) akması |
aş | yemek | aş- | geçmek, aşmak |
at |
beygir, at hayvanı | at- | fırlatmak, atmak |
bağ | bahçe, bostan | bağ | deste |
bel | vücutta sırtın altındaki kısım | bel | kürek, kazma aracı |
ben | kendim, ben | ben | yüzde çıkan siyah leke |
bin | 1.000 sayısı | bin- | bir şeye çıkmak, binmek |
boğaz | iki kara arasındaki kısım | boğaz | boynun ön bölümü |
cilt | ten, deri | cilt | kitap kaplaması |
çay |
bir Türk içeceği | çay | küçük nehir, ırmak |
dal |
ağacın kollarından her biri | dal- | (suya) dalmak |
dik | alt zemine 90 derece açılı olan | dik- | bir şeyi zemine dikmek |
diz | bacağın ortasındaki bölüm | diz- | bir şeyleri (sıraya) koyma, dizme |
dolu | bir yağış türü | dolu | içi boş olmayan |
düş |
rüya | düş- | (yere) düşmek |
ekmek | undan yapılan bir yiyecek | ekmek | bir şeyi toprağa ekmek |
el |
parmaklarımızın bulunduğu organ | el | yabancı |
er | erken, geç olmayan | er | en rütbesiz asker |
geç | erken olmayan | geç- | bir yerden başka bir yere ilerlemek |
gül | bir çiçek türü | gül- | gülmek, gülümsemek |
hayır | olumsuzluk bildiren söz | hayır | iyilik |
iç |
bir şeyin iç kısmı | iç- | (bir sıvıyı) içmek |
it |
köpek | it- | ileriye itmek |
kan |
vücudumuzdaki hayati sıvı | kan- | inanmak, kanmak |
kara | siyah | kara | toprak parçası |
kaz |
ördeğe benzeyen bir tür kuş | kaz- | toprağı veya yeri eşmek, kazmak |
kır |
şehrin dışındaki dağ, bayır, beyaz renk | kır- | parçalamak, bozmak |
kıta | büyük kara parçası, anakara | kıta | dört dizeden oluşan şiir |
koca | kadına göre eş | koca | büyük |
kuşak | bele bağlanan kemer | kuşak | nesil |
makam | mevki, konum | makam | müzikte söyleme biçimi |
mayıs | yılın beşinci ayı | mayıs | büyükbaş hayvan pisliği |
ocak | yılın ilk ayı | ocak | yemek pişirmek için kullanılan yer |
pike | kuşların veya uçakların hareketi | pike | yatak örtüsü |
saç |
başımızdaki kıl yumağı | saç- | etrafa yaymak, saçmak |
sağ | solun karşı yönü | sağ | sağlam, ölü olmayan |
sal | su üzerinde ulaşımı sağlayan bir araç | sal- | bırakmak, salmak |
tez | hızlı, çabuk, acele | tez | akademik düzeyde büyük çalışma |
ton | bir rengin veya sesin tonu | ton | 1.000 kg ağırlığın karşılığı |
ünlü | meşhur, namlı | ünlü | sesli, vokal |
var | elde bulunan, var olan | var- | ulaşmak, varmak |
yat | donanımlı büyük gemi | yat- | uyumak için yapılan işin adı |
yaz | bir mevsim | yaz- | bir şey üzerine yazıyı yazmak |
yol | ulaşımı sağlamak için yapılmış yer | yol- | (tüy vb. şeyleri) yolmak, koparmak |
yüz | sayı olarak 100 | yüz- | suda yüzmek |